İŞ HUKUKU

İş hukuku, işçi hakları, çalışma koşulları, işçi ücretleri, işçi sendikaları ve işveren-işçi ilişkileri ile ilgili konuları inceleyen hukuk dalıdır. İş hukuku Kara Avrupası hukuk sistemlerine dahil ülkelerde genellikle milli iş kanunları ile düzenlenmektedir. İş uyuşmazlıkları kural olarak iş mahkemelerinde görülmektedir. İş mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde ise asliye hukuk mahkemelerinde görülmektedir. Özellikle şimdiki zamanlarda modern işyerinde, tek bir çalışanı bile olan herhangi bir şirketin mevcut iş kanunlarına ayak uydurması hayati önem taşımaktadır. Sağlık sigortası veya işçi sigortası sunulması gerekiyor mu? İşletmeler bir çalışana karşı ayrımcılık mı yaptı yoksa bir çalışan diğerine karşı cinsel tacizde bulunurken buna seyirci mi kaldı? Şirketinizin büyük mali sorumlulukla karşı karşıya kalabileceği pek çok alan vardır ve çalışanlara haksız muamele edildiğinde olası itibar kaybının da yaşandığı belirtilmektedir.

Göçmen kanunu

Modern işletmelerde göçmenlik yasasının bir sorun haline geldiği daha fazla durum vardır. Geçici çalışanlar, tam zamanlı çalışanlar ve özel etkinlik çalışanları başka ülkelerden olabilmektedir. Yabancı işgücü ile uğraşırken yasaların takip edip edilmediğinin bilinmesi gerekmektedir.[2]

Tüketim malları satışları

Tekdüzen Ticaret Kanunu, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki finansal işlemleri yöneten yasaları içermektedir. Kurallar, sözleşmelerden dolandırıcılığa, kiralamalara ve güvenli işlemlere kadar her şeyle ilgilenmektedir. Kanunları tek bir yerde birleştirme amacında hırslı olan Tüzük aslında oldukça karmaşıktır. Avukatlar, UCC'yi (University College Cork) gerçek iş uygulamalarına nasıl uygulayacaklarını öğrenmek için çok zaman harcarlar ve işletmelere üretken kalırken yasalara nasıl uyumlu kalacakları konusunda tavsiyelerde bulunabilmektedir.

Sözleşme taslağı/müzakereler/dava Bir mülk kiralaması veya bir ürün satışı için olsun, sözleşmeler, anlaşma yapan tarafların aynı sayfada olmasını sağlamaya yardımcı olmaktadır. Avukatlar, işiniz bir sözleşmeye girdiğinde çıkarlarınızın en iyi şekilde temsil edildiğinden emin olmanıza yardımcı olabilmektedir.

Antitröst

Antitröst yasaları, bir pazardaki farklı işletmelerin eşit şartlar altında faaliyet göstermesini sağlamaya yardımcı olmaktadır. Bazı şirketler pazardan daha fazla pay almak için haksız veya aldatıcı uygulamalara başvurur ve kendi şirketlerinde haksız davranışı tespit etmek zor olabilmektedir. Bir iş avukatı, diğer şirketlerin haksız eylemlerinden korunmaya yardımcı olurken, işlerin etik bir şekilde çalıştığından emin olmak için yardımcı olabilmektedir.

Fikri mülkiyet

İşletmelerin pazarda bu işi korumak için benzersiz ürünlere patent alması gerekmektedir. Aksi takdirde, şirketinizin yapmak için çok çalıştığı bir ürünü herkesin satmaya potansiyeli vardır. Telif hakkı yasaları yaratıcı çalışmaları koruyacak ve işletmeniz benzersiz bir logo ile tanımlanıyorsa koruma başvurusunda bulunmanız gerekecektir.

Ceza Hukuku

Ceza hukuku, suç ve ceza kavramlarını inceleyen kamu hukuku bölümüdür. Genel ve özel ceza hukuku olarak ikiye ayrılır (ceza genel ve ceza özel olarak da ifade edilmektedir). Genel ceza hukukunun konusu suç kavramının maddi ve manevi unsurlarıyla tanımı, ceza hukukuna hakim olan genel ilkeler, ceza kavramının tanımı, suçu ortadan kaldıran nedenler, cezayı azaltan ve ortadan kaldıran nedenler gibi bütün suçlar için geçerli olan ilke ve teorilerdir. Özel ceza hukukunun konusu ise ülkenin kanunlarına göre suç sayılan eylemlerin neler olduğu, bunların kapsam ve sınırları, birbirlerinden ayrılan yönleri ile bu suçlara öngörülen cezalardır. Ceza hukuku geniş anlamda ceza yargılaması usulunü de içerirken dar anlamda ceza yargılaması ceza hukukunun dışında kalır.

Ceza hukukunun temel ilkeleri

Ceza hukukun en önemli iki temel ilkesi suçta ve cezada kanunilik ilkesi ve suçta ve cezada kusur ilkesidir.

1. Suçta ve cezada kanunilik ilkesi

Suç ve bunun karşılığı olan cezanın ancak kanun ile belirlenmesidir. Bu temel ilke, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 2. maddesinin 1. fıkrasında yer almaktadır: "Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz." Bu da suç tanımının belirgin ve açık biçimde kanunla düzenlenmesini gerektirir. Belirsiz ve muğlak ifadelerle suç tanımlanamaz

Kanunilik ilkesinin gerektirdiği bir başka şart da, aleyhe olan kanunun geçmişe yürüyemeyeceğidir. Yani, işlendiği sırada suç olmayan bir fiilden dolayı, sonradan fiilin suç olarak düzenlenmesi nedeniyle kimse cezalandırılamaz

Gene kanunilik ilkesinin getirdiği bir başka koşul da failin aleyhine kıyas yasağıdır. Hukuk biliminde kıyas, kanunda boşluk bulunması halinde bu boşluğun en benzer hukuk kuralı bulunarak doldurulmasını ifade eder. Ceza hukukunda kıyas, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 2. maddesinin 3. fıkrasında "Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz." şeklinde belirtildiği üzere uygulanamaz

2. Suçta ve cezada kusur ilkesi

Ceza hukuku anlamında kusur, bir fiilin isnat yeteneği mevcut bir kimse tarafından bilerek ve istenerek işlenmesidir. Yani, failin cezalandırılabilmesi için fiili bilerek ve isteyerek yapmış olması gerekir. Bu ilkeden de ancak fiili bizzat işlemiş failin cezalandırılabileceği ilkesi türetilmiştir. Bu ilke de 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 20. maddesinin 1. fıkrasında yer almaktadır: "Ceza sorumluluğu şahsîdir. Kimse başkasının fiilinden dolayı sorumlu tutulamaz."

İcra İflas Hukuku

İcra ve iflas hukuku, bir hukuk dalıdır. Peki, icra iflas hukuku nedir? İcra ve iflas hukuku, borcunu ödemeyen borçlunun borcunun, alacaklının talebi üzerine nasıl karşılanacağını konu alır. Borcun karşılanması, devlet zoruyla ve taşınır, taşınmaz mallar üzerinden yapılabilmektedir. Kanunen borçludan alacakların nasıl tahsil edeceği düzenlenmiştir. Fakat bunu gerçekleştirmek için takip gerekir. Bu takip ise bütün hukuk dallarında ve davalarında olduğu gibi en sağlıklı, avukat aracılığıyla yapılabilir. Avukatlıkta da “lık alanları olduğu için, seçilecek avukatın icra ve iflas davalarında tecrübeli olması, ulusal ve uluslararası icra iflas mevzuatlarına hâkim olması daha sürecini olumlu etkileyecektir.

İcra Alacak Tahsili Nasıl Yapılır?

İcra ve iflas hukukunda borcun tahsilinin çeşitli yöntemleri vardır. Bu, icra takibi yoluyla olabileceği gibi koşullar mevcut ise iflas yoluyla da olabilir. Yasal olarak borçlunun taşınır ve taşınmazlarına nasıl el konulabileceği, takip başlatılıp başlatılamayacağı, takip durumunda borçlunun borcunu ödememesi durumunda sahip olduğu malların nasıl haczedilebileceği, haczedilen malların nasıl paraya çevrilebileceği icra ve iflas hukuku kaidelerinde yer alır. Alacaklının dosyayı takibi icra iflas davaların seyrini, neticelenme hızını etkiler. En sağlıklı sonucu alabilmek adına alacaklının icra iflas hukuku nedir, hangi haklara sahiptir konularını ayrıntılarıyla bilmesi, mümkünse ” avukat desteği alması gerekir. Büromuzda yer alan ” arkadaşlarımızla birlikte icra ve iflas davalarının takibini gerçekleştiriyor, müvekkillerimizin en hızlı biçimde haklarını almaları için çalışıyoruz.

Aİle Hukuku

Aile hukuku, aileye ilişkin konularla ilgilenen, medeni hukukun kapsamı içinde yer alan bir hukuk dalıdır. Aile hukukunun başlıca konuları nişanlanma, evlenmenin koşulları ve hükümleri, boşanmanın koşulları ve sonuçları, mal rejimleri, aile konutu, soybağı, evlat edinme, velayet, çocuğun nafaka hakkı, vesayet, kayyımlık, yasal danışmanlık, yardım nafakasıdır. Kadın hakları ve çocuk hakları, başlı başına ayrı inceleme alanı oluştursa da aile hukukunun da ilgi alanı içindedir.

Kayıtlı ya da kayıtsız yaşam arkadaşlıkları da aile hukukunun konusu içinde yer alır. Kayıtlı yaşam arkadaşlığı Türk hukukunda düzenlenmemiştir. Evlilik dışı yaşam arkadaşlığına bağlanan herhangi bir hak bulunmaz, bununla birlikte çocuklar ister evlilik içinde ister evlilik dışında doğsun eşit haklardan yararlanır.

Aile içi şiddet, taşıyıcı annelik, yapay döllenme, çocuk istismarı ve çocuk kaçırma gibi kadın hakları ya da çocuk hakları kapsamında ele alınan konular gerek uluslararası sözleşmelerde gerek iç hukukta özel olarak düzenlenmektedir.

Aile hukuku kapsamında Türk Medeni Kanunu'nda ve diğer bazı özel yasalarda düzenlenen konulara ilişkin uyuşmazlıklar aile mahkemelerinde görülür. Aile mahkemeleri, uzmanlık mahkemelerinden olup sosyal çalışmacı, ruhbilimci gibi alanda çalışan kişilerin yardımından yararlanıldığı mahkemelerdir. Ayrıca aile mahkemesi yargıçlarının atamasında da aile hukuku konusunda uzman olup olmadığına ve evli ya da çocuklu olup olmadığına bakılarak bu nitelikleri taşıyan kişiler atamada yeğlenir.

Gayİmenkul Hukuku

Gayrimenkul hukuku, taşınmazlar alanında meydana gelebilecek uyuşmazlıkları engelleyen ve taşınmaz üzerindeki hakları belirleyen bir hukuk birimidir.

Gayrimenkul hukuku, istisnaların en fazla olduğu hukuk alanlarından biri olduğu için mutlaka bu alan için özel eğitimler almış ve deneyim kazanmış avukatlar tarafından kontrol edilmelidir.

Taşınmazların işlemlerinde hak sahiplerinin yasalar çerçevesinde sahip olduğu hak ve ödevler, bu hukuk disiplini tarafından belirlenmektedir. Kira sözleşmelerinde meydana gelen problemler, tapu işlemleri gibi tüm konular bu hukuk biriminin alanıdır.

4721 sayılı olan Türk Medeni Kanunu’nun 4. kitabında düzenlenmiş olan eşya hukuku alanının oldukça kapsamlı bir dalını oluşturan bu hukuk türünde, taşınmazların tüm süreçleri ve hakları belirlenmiştir.

En zorlayıcı ve geniş kapsamlı hukuk birimlerinden biri olan bu disiplin, gayrimenkul davaları ile ilgili olan tüm konularda uzmanlık gerektirir. Bundan dolayı da bu davalarının avukatsız çözülmesi mümkün değildir.

Gayrimenkul Hukuku Nedir?

gayrimenkul hukukuGayrimenkul hukuku, eşya hukukunun bir alt dalıdır. Türkiye Cumhuriyeti’nde eşya hukukuna ilişkin olan uyuşmazlıkların çözümlenmesini sağlar. Gayrimenkul arsaları, apartmanları, binaları, konutları ya da diğer tüm taşınmazları içine alan bir konudur.

Bu hukuk disiplini kapsamında tüm taşınmaz konuları da ele alınmaktadır. Gayrimenkul alanında meydana gelen hukuksal anlaşmazlıkların çözülmesi ve açıklığa kavuşturulması için gayrimenkul alanında uzmanlaşmış bir avukat ile hareket etmek gerekmektedir.

Hukuk alanının hiçbir dalında avukat tutma zorunluluğu yoktur. Ancak bazı davaların avukat olmadan çözülmesi neredeyse mümkün değildir. Gayrimenkul de, bu alanlardan biridir.

Bu hukuk disiplininde bir avukat ile çalışmak, süreç öncesinde tüm işleyiş hakkında bilgi sahibi olmayı ve atılacak adımları, b planlarını oluşturmayı sağlar.

Oldukça detay ve komplike bir alan olduğu için avukat ile detaylı bir çalışma yapmak oldukça önemlidir. Gayrimenkul avukatları:

  • İhtilaftan doğan davalar,
  • İstihkak davaları,
  • Kamulaştırma davaları,
  • Ortaklığın iptali davaları,
  • Tapu ve tescil davaları,
  • Kira bedeli tespit davaları,
  • Kira sözleşmeleri,
  • İpotek sözleşmeleri,
  • Kat irtifakı sözleşmeleri,
  • İnşaat sözleşmeleri,
  • Bina yönetim sözleşmeleri,
  • Proje yönetimi sözleşmeleri,
  • Alışveriş merkezlerinin yönetim sözleşmeleri,
  • Genel emlak hukuku,
  • Tahliye davaları ve gayrimenkulü ilgilendiren tüm alanlara hakimdir.
  • Gayrimenkul Hukuku Hangi Alanları Kapsar?
  • Gayrimenkul hukuku birçok hukuk alt dalını da kapsamaktadır. İrtifak hakkı kurulmasının yanı sıra ön alım davaları ve istihkak ve kamulaştırma davaları da bu kapsamda değerlendirilmektedir.

Bunun yanı sıra gayrimenkul hukuku, ipotek uyuşmazlıkları, el atmanın engellenmesi, izale-i şuyu davaları da bu davalar arasında bulunmaktadır. Keza bu hukuk disiplini; kira bedellerinin tespit edilmesi için açılan davalarda ve tahliye davalarında da yetkili alandır.

Tapu davaları; kayıt düzeltme, iptal veya tescil şeklinde olabilir, bunun yanı sıra kişiler ile idare arasındaki ihtilaflardan da meydana gelebilmektedir.

İdare Hukuku

İdare hukuku; idarenin tanımı, yapısı ve işleyişini düzenleyen bir hukuk birimidir. Bu disiolin, kamu idaresini ifade etmektedir. Özel ve tüzel kişiler, bu hukuk uzmanlığı kapsamında değerlendirilmez.

Özel şirketler, dernekler ve vakıflar idare hukuku kapsamında incelenmez. Bu alanlar ticaret hukuku kısmına girmektedir. İdare hukukunda idarelerin kuruluşu ve işleyişi yasal zemine uygun şekilde düzenlenmiştir.

Anayasaya göre idarelerin kuruluşu ve görevleri merkezden ve yerinden yönetim kıstaslarına dayanmaktadır. İdare hukuku, kısmen yeni bir hukuk dalıdır. Statü hukuku olarak da kabul edilmektedir.

Bu disiplin kapsamında meydana gelen uyuşmazlıklar, idari yargıda çözülür. Anayasaya göre, idarenin iş ve işlemlerine karşı yargı yolu tamamen açıktır.

İdare Hukuku Nedir?

İdare hukuku kamu yöntemi içerisinde bulunan kurum ve kuruluşların işleyişlerini, kişilere olan yetki ve sorumlukları inceler. Temelini anayasadan alan bu hukuk disiplininin amacı, kamu yararını gerçekleştirmek ve idarenin işleyişini belirlemektir.

Bundan dolayı da idarenin gerçekleştireceği idari işlemler, gerçek ve tüzel kişileri de yakından ilgilendirmektedir. İşlemlerin hukuka aykırı olması durumunda, aykırılıkların giderilmesi bu hukukun alanına girer.

İdare hukuku kapsamında açılabilen davalar:

  • İptal Davaları
  • Kentsel Dönüşüm Hukuku ve İptal Davaları
  • Tam Yargı Davaları
  • Devletin Özel Mülkiyetindeki Taşınmazlar İçin Düzenlenen Ecrimisil Düzeltme İhbarnamesinin İptali Davaları
  • Belediye Cezalarına Karşı Açılan İptal Davaları
  • İdarenin Düzenleyici İşlemlerinin İptali Davaları
  • Kamu İhaleleri Konusunda Danışmanlık ve Meydana Gelebilecek İhtilafların Mahkeme Önüne Taşınması Durumlarında Dava Takibi
  • Diğer Kanunların Açıkça İdare Mahkemesini Görevlendirdiği Davalar
  • Tahkim Yolu Öngörülmüş İmtiyaz Şartlaşma ve Sözleşmelerinden Doğan Uyuşmazlıklardan Hariç, Kamu Hizmetlerinin Birinin Yürütülmesi Adına Uygulanan İdari Sözleşmeler Sebebiyle Taraflar Arası Çıkan Anlaşmazlıklara İlişkin Tüm Davalar

İdare Mahkemesi Yargılama Sistemi Nasıldır?

İdare mahkemeleri, yazılı yargılama sistemine göre yargılama yapmaktadır. İdari yargılamalarda inceleme ve analizlerin tamamı evraklar üzerinden gerçekleştirilir. İdare mahkemesi, idari davaların açılmasından sonra davayla ilgili gerekli olan tüm bilgi ve belgeleri talep edebilir.

Dava tarafları idari davayı açtıktan sonra, bu davalara ilişkin olarak delillerin tespitini istemek için Danıştay ve Vergi Mahkemeleri’nden talep edebilir. Bu mahkemelerde tüm yargılama sistemi evraklar üzerinden yapılmaktadır.

Bundan dolayı da tanık dinlenmesi ya da ifade alınması söz konusu değildir. Fakat bazı davalarda belgeler ve veriler toplandıktan sonra bilirkişi görüşüne başvurulabilir. İstisnai davalarda ise ivedi yargılama usulü kullanılması mümkün olabilmektedir.



Bİlİşİm Hukuku

Giderek gelişen ve ilerleyen teknoloji sayesinde insanlar arasında çok yakın etkileşimlerin olduğu gerçeğinden yola çıkılarak bilişim hukuku düzenlemelerine gidilmiştir. Genellikle insanlar ekonomik, sosyal ve teknik anlamda kullandıkları elektronik sistemlere yüklenen bilgileri koruma altına alma amacı güderler. Bunun en bilinen örnekleri internet aleminde yaşanmaktadır ve doğal olarak beraberinde bazı zorlukları da getirmektedir. Toplanan bilgiler elektronik ortamda toplanıp saklanırlar ve bu da onların kişisel hakları arasında yer alır. Oluşan ihtilafların çözüme kavuşturulması için hukukun devreye girmesi kaçınılmazdır. Bilimin tek dayanağı olan bilgi akışı, onun saklanması, gerektiği zaman kullanılması için günümüzün gelişen teknolojisi pek çok imkanlar sunmaktadır. Bilgisayarlar bu verileri toplayıp saklamakta ve gerektiğinde de kullanmakta en temel araçlardır.

Bilişim nedir?

Kişilerin bir birleri ile iletişim kurarken kullandıkları ve etkileşim yaşadıkları ortamlar bilişimin temelini oluşturur, karşılıklı olmayla özetlenebilir. Bir kişi bir başkasından bilgi alırken ortaya çıkan öğe bilişimin ta kendisidir ve hukuk ile bu temel öğeler koruma altına alınmışlardır. Örnek olarak en çok kullandığımız ve zaman geçirdiğimiz internet ortamını verebiliriz, bu sayede hemen herkes bir birleri ile paylaşımlar yapmakta, bilgi alış verişinde bulunmakta, iletişim kurmakta ve online alış veriş yapmanın keyfini yaşamaktadırlar. Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, bilimin esasını oluşturan bilgi akışı elektronik olarak sağlanıyor ve doğal olarak da bazı sorunların yaşanması kaçınılmaz oluyor. Akla ve mantığa uygun şekilde işlenen bilgi ve paylaşımlar, ulaşımı ve aktarımı sırasında bazı kötü niyetli kişilerin elinde istenmeyen sonuçların yaşanmasına da sebep olabiliyor.

Bilgi nedir?

Gözlemleyerek, araştırarak ve öğrenerek elde ettiğimiz gerçeklere bilgi diyoruz. Bilgi sadece bilimsel açıdan işimize yaramaz, günlük hayatımızın rutini içinde de kullanacağımız en temel prensipler olarak çıkabilir karşımıza. Bilgisayarı açmak için bazı şeyleri bilmemiz gerektiği gibi pasta pişirirken de fırını kaç derecelik ısıya ayarlamamız gerektiğini bilmek için de bilmemiz gereken bir çok şey var. Bilimin temeli saylan bilgi, insanlar arasında da karşılıklı alış verişler sayesinde yayılır ve toplanarak gerektiği zaman kullanılması için bilgisayarlara yüklenir. Bilişim hukukunun işlerlik kazanması için bilginin, akıl ve mantık çerçevesinde işlenebilir olması şarttır. Bilgiler eğer elektronik cihazlar aracılığı işe toplanıyor, işleniyor ve saklanıyorsa ancak o zaman bilişim hukukunun ilgi alanına girer. Bu şartlar oluşmamışsa bilişim hukukunun çalışması söz konusu olamaz. Eğer bilgi alış verişi sırasında bir ihtilaf yaşanıyorsa işte o zaman bilişim hukuku devreye girer ve olayı çözüme kavuşturur.

Bilişim Hukuku Kapsamı

İnternet hukuku, ifade özgürlüğü ve gizlilik kavramları bilişim hukukunun temelini oluşturur. Bilgi Teknolojisi Hukuku İnternet Hukuku olarak iki ana başlık altında inceleyebiliriz bilişim hukukunu. Bilgi Teknolojisi Hukuku, bilgisayar programlarının nasıl dağıtılacağı konusundaki hükümlerle dijital hale getirilmiş olan bilgi hükümlerini içerir. Bilgi paylaşımları ve alış verişleri sırasında bilginin korunmasını ve e-ticaret dediğimiz online alış verişlerdeki düzenlemeleri kapsamı altına alır bilişim hukuku. İnternet hukukuna gelirsek, internet kullanımı sırasında oluşan hukuki meseleleri işler. İnternet kullanımı, ifade özgürlüğü ve güvenlik konularında da her zaman hukuk çerçevesinde alınan kurallarla belirlenmektedir. Olası sorunların çözüme kavuşturulması için yine bilişim hukukundan destek istenir.

Bilişim Suçları

Birleşmiş Milletler Komisyonu ve Avrupa Birliği ortak olarak yayınladıkları bir raporda bilişim suçlarını 6 ana maddede incelemişlerdir. Buna göre;

  • Bilgisayar sistemleri ile sağlanan erişimlere yetki olmadan ulaşım sağlama ve dinleme,
  • Bilgisayarları sabote etmek,
  • Bilgisayara aracılığı ile başkalarını dolandırmak,
  • Yine bilgisayarı kullanarak sahtekarlık yapmak,
  • Yasal açıdan korunan bir yazılımı, izin almadan deşifre etmek ve kullanmak,
  • Diğer suç unsurları ki bunları da alt başlıklar vererek öğrenebiliriz;
  • Yasaların uygun bulmadığı yayınlar,
  • Pornografik yayınlar,
  • Hakaret içeren kötü paylaşımlar.

Kısaca bilişim hukuku için sayısal bilginin paylaşımı sırasında olabilecek tüm sorunlarla ilgilenen hukuk dalıdır denilebilir. Bilişim sistemleri ve ağları olarak bilinen yayın organlarında ve özellikle de internette kullanılan tüm ilişkiler bilişim hukukunun ilgi alanına girer. Bu konulardaki hak ve hukuk bilişim hukuku tarafından düzenleme altına alınır. Bilinen diğer hukuk dallarının hemen hepsinin bilişim hukuku ile doğrudan doğruya ilişkisi vardır. Geleceğin en bilinen ve en çok kullanılan hukuk alanlarından biri olmaya adaydır bilişim hukuku. Elektronik alanda oluşan suçlar, elektronik imzalar ve sözleşmeler konusunda gereken adımlar atılmamış olmakla birlikte bu güne kadar çok fazla sorun yaşanmadığı da bir gerçektir. Ama tüm bu olasılıkların bir gün gelip de gerçekleşmesi halinde bilişim hukukuna çok iş düşeceğine de kesin gözüyle bakılıyor. İnternette en çok bilinen kişisel verilerin paylaşımı sırasında ele geçirilecek olan bir çok bilgi kişisel hayata tecavüz olarak nitelendirilmektedir ve Türk Ceza Kanununda özel hayata dair işlenen suçlar kapsamında düzenlenmiştir. 135 ve 136.maddeler gereğince bu fiiller suç olarak belirtilmiş ve cezai yaptırımlar bilişim hukuku çerçevesinde uygulanmaktadır. Zira suç eylemi internet üzerinden işlenmiştir ve bilişim hukukun ilgi alanına girmektedir. Ayrıca insanlar oturdukları yerden internet üzerinden online alış veriş yaparken bazı kredi kartı bilgilerini de karşı tarafa vermek zorunda kalıyorlar ve eğer bu bilgiler kötü niyetli kişilerin eline geçerse sorun yaşanması kaçınılmaz oluyor. Bilişim hukuku bu konuya da parmak basacak maddeler içermektedir.

Tİcaret ve Şİrketler Hukuku

FM Hukuk Bürosu, farklı sektörde faaliyet gösteren yerli ve yabancı birçok şirkete hukuki danışmanlık hizmeti vermektedir. Bu kapsamda şirketin günlük olağan işlemlerinde karşılaştıkları hukuki sorunlara ilişkin olarak aylık olarak hukuki destek sağlamaktadır. Bunun yanı sıra Avukatlarımız, şirket ortaklarının, yöneticilerin, çalışanların taraf olduğu uyuşmazlık ve alacakların tahsili konularında müvekkillerini her aşamada temsil etmektedir.